Kayıtlar

Nisan, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Zerre Tefekkür..💌

Farkındalık, basîret sahibi olmanın ilk merhalesidir. Ki insan, ne vakit nefsin gürültüsünden tecerrüd edip sükûnetin lisanını işitir, işte o demde hakikatin kapısı aralanır. Varlık âlemi, vuslatla dolar; gönül, inkisarından sıyrılır ve huzurun rengine boyanır. Her an, bir hikmet ile müzeyyen; her hâl, bir imtihan ile meşbû’dur. Lakin gaflet perdesiyle örtülmüş göz, ne hikmeti görebilir ne de nimeti idrak edebilir. Farkında olmak, Hakk’ın lütfuna mazhar olmanın en nâzenin yoludur. Ki bir zerre tefekkür, bin rekât nafile ibadete bedeldir, derler arifler. Şükür, sadece lisân ile olmaz; kalbin secdeye varmasıdır asıl olan. Mevcûdatın her nefesi bir hamd, her varlığı bir delildir. Dağların sükûtu, kuşların nağmeleri, rüzgârın ninnîsi... hepsi birer tesbîh, birer şükürdür aslında. Ey gönül! Şikâyet ile perîşân olma. Her mihnet, içinde bir rahmet taşır. Her dert, sana döndüğün yolu gösterir. Fark ettiğinde, hamd ettiğinde, yalnız olmadığını idrak edersin. Zira Mevlâ, kulunun kalbinden geçen ...

🌓

Ya sonra ne olucak dedi.. "Bilmiyorum dedim,bilmek istemiyorum.. Sadece yaşamak istiyorum, çabasızca,teslim olarak..Bir şeyler olucaksa eğer biz düşünmesek bile olmaz mıydı..?"
Kırık kalbin tamiri mi, yoksa kaybolan zamanın geri dönüşü mü daha zordu...?
Hiç bir zaman tam anlamıyla "sonra" olmaz.Tam anlamıyla oturulup konuşulmaz.Sanki bize sonsuz bir hayat bağışlanmış gibi yaşayıp,  zamanı hoyratça harcar tüketiriz..Ve zaman öyle bir geçer ki, günün birinde oturmaya konuşmaya karar verseniz bile, bir de bakarsınız ki ya konuşacak kimse kalmamış yada konuşulacak şeyin anlamı kalmamış.. Geçip giden bir ömrün arkasından, el sallarız..
Sesim, yüreğimi yansıtan bir aynadır belki, ama kimse bakıp da orada beni bulmaz...

Şiirimsi..✨

Bir ân-ı sükûtta durur kalbim, Zaman, rahmetle akar her dem. Görür gözümde değil, canımda, Nimet serilir cümle âlemde hem. Her nefes, bir lütf u ihsândır, Her sabah, bir afv u fermândır. Şükür ki bu ömür emânettir, Gafletle yitmek değil muraddır. Toprakta bir tohum gizlidir her hâl, Dertte deva, gecede seher bâl. Ne mihnet ki içinde sır olmasın, Ne gam ki ardınca nur doğmasın. Ey gönül, didâr ararsın ya hani, İşte bak, her şey O’nun nişânı. Bir çocuk tebessümünde zuhur, Bir ihtiyar sessizliğinde huzur. Hamd et ki, hâlinden haberdâr O’dur, Kalbini bilip, dermanı var edendir. Şükürle büyür insan, kanaatle kemâl, Zîra hakîkat, fark edene bahşedilir evvel.
İnsanlar ne çok konuşur; alınlarında ki kırışıklarla, dudaklarının kenarındaki kıvrımlarla, şişen, genişleyen şah damarlarıyla, çöken omuzları yada dikleşen omurgalarıyla.. En çok da susuşlarıyla, bakışlarıyla.. Gözler ne kadar gevezedir, insan ruhunun kapılarıdır onlar..O kapılardan içeri girmeyi bilenler, cenneti ve cehennemi görürler.. Gözlerden ruhlara girip çıkmayı, daha çocukken öğrendim ben..🍂

Kandili görüyormusun.. Kandildeki ateşi.. Ateşteki aşkı.. Aşktaki yokluğu.. Yokluktaki muradı görüyor musun...
Bu dünya sadece bir kaç gündür..  İçindeki herşey yorucudur.. Ve içinde ki herkes yorgundur o halde üzülme.. Allah'a hamd olsun ki burası bizim kalıcı yurdumuz değildir...✨
İçimdeki huzur, ne bir dünya telaşı ne de bir arzular silsilesinin eseridir.. Her şeyin ötesinde, sükûnetin göğsümde yankı bulduğu o anı hissettiğimde, zamanın geçişini unuturum.. Dünya, dönmeye devam ederken ben sanki bir anlık fani olmaktan çıkıp ebedîliğe adım atarım.. Ruhum, her yönüyle arınmış, kalbimse ne bir kırgınlık ne de bir hüzünle meşguldür...✨
Bir köprüyü geçerken, Yaralı ruhum yine sorar: "Nereye gidiyorum?" Fakat yanıt yoktur...
Derin bir nefes aldı sonrasında sessizce fısıldadı rüzgara; "Ne bekliyordun ki,yetinen herşey kaybolur..Bu hep böyleydi, bazı şeyler sana rağmen bile değişmiyordu işte.."
Kim bilir..Bu tohumlar sahrada çiçek açar,bir gün dünyaya umut olur. Soluğu kesildiğinde, sözü tükendiğinde medeniyetlerin, yeniden başlamayı bekleyenlerin günü gelir... Unutulmuş beldelerin, kaybolmuş yollarında, eski hikâyelerin izine rastlanır.. Çölün kumları tarihin tozlu sayfalarına karışır..Bir ikindi kızıllığında hatırlanır herşey.. Gözü ufukta olanlar, hudutların ötesinden haber bekler..
Kızgın da değildi artık.. Küskündü,suskundu.. Üzgünde değildi.. Tepki veremiyor oluşu onu hissiz yapmazdı.. Sadece artık; İzin çıkmıyordu mecalinden...🍂
Ve ben bu dünyada, çağların dışına düşmüş bir misafir gibi kalırım.

🍉 Oluklar Çift..Birinden Nur Akar Birinden Kir 🍉

Çağdaş medeniyetin, aç gözlü beyaz çocukları..Kendi gibi yaşamayan, kendi gibi düşünmeyen savunmasız amerika yerlileri yok ettikten sonra, sıra daha büyük topluluklara geldi..Bir kaç yüz kilometrede bir değişen ırkları, rengarenk dilleri, zaptedilmez yaşamları,kendi halinde yaşayan güzel vatanları tekditkar kılmaya yetmişti.. Sermayeciliğin ihtiyaçlarına uygun tüketmiyor.. Eğitim sistemleri küresel medeniyet standartlarında insan üretmiyordu..En büyük günahları da bu oldu... Hezeyanlarla boğuşan korkak uygarlık,kendi yolunda yürüyen insanların varlığından dehşete kapıldı... Yabancının düşman hatta tanımlanamayan vahşi yaratık olduğu filmlerle zehirlenen Aç gözlü beyaz çocuklar,eline silah alıp yüreği güzel memleketlere gidip kana susamış bir şekilde güzel olan herşeyi katletti..
Bana kalırsa bütün eşsiz hikayeler... Vazgeçmeyi reddeden insanların hayatında varolmuştur..
Düşün..Ne kaldı bizden geriye..? Hikâyesini yitirenlerin sessizliği.. Beklenen günün özlemi.. Eskilerden arta kalan bir masal... Uzak diyarlardan gelen bir selam.. Bitip tükenmez umutlar.. Dünya,ne garip...