Ademoğlunun kaçınılmaz yazgısıdır bu.. Doğarsın, konarsın, göçersin.. Yinede ne zaman uzaklara gitmek istesen, içinde tarifsiz bir coşku belirir..Devinip duran karadeliklerin sonsuzluğunda,evrenin ötesinde yahut şah damarında.. Bitip tükenmeyen bu gidişin,bu sonsuz akışın girdabında,kalp atışlarını hızlandıran, içinde sızlayıp duran,seni uzaklara çağıran şey nedir..?
Kayıtlar
Ocak, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hayretle başlar herşey.. Kaybolmanında şartları vardır..Bir hikayenin içinde yitip gitmenin..Bir çocuğun sevincinde insanlığın hikâyesini bulmanın..Dur ve bak.. Ötelerden gelen sesi dinle..Neler oluyor hayatta..Bizi buluşturan şey nedir..Bu anlatılan kimin hikâyesi... Yeryüzünün her bir yerinde, aynı anda yaşanan sayısız hikâye.. Sessizde akıp giden hayatların arasından geçip giderken, hissedilen o tarifsiz duygu...Talihin sırrı çözülemesede rahmetle kapılar aralanır her biri için..Sayısız gün geçer aradan.. Gökten üç elma düşer.. Dünya durmadan döner..Ne büyük hayret...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hüznün makamı vardır.. Kalpteki hüzünle edilen dua göğü yaracak, yeri titretecek bir güce sahiptir.. Gözünden, gönlünden sessizce süzülen bir damla yaş dahi..Tek kelam etmene bile gerek kalmadan arş-ı alâya taşınır... Öyle bir makam, öyle bir mertebe... Yüreğine hüzün bıraktığınız insanların duasından korkmayın.. Titreyin...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Vicdanlarını,ahlaklarını kaybetmiş.. Bütün olası çirkinliklerle yorulmuş bu çağın içinde..Hala güzel,temiz ve umut barındıran meziyetlere öncülük edebiliyorsam, bu benim için en büyük başarıdır.. Birinin iyiliğe olan inancına ışık tutmak hala orda bir yerde yüreği güzel bir insana ratlayabilecekleri umudunu yeşertebiliyorsam.. Bir şekilde varlığımla, yaşantımla ve davranışlarımla buna vesile olabiliyorsam bu benim için en büyük başarıdır...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Fakat korkma... Herbir kırık parça, seni yeniden inşâ etmenin ilk adımıdır. Geçmişin mahzûn izleri, seni büyütürken, acılara karşı gösterdiğin sabırla ben de seni daha çok seviyorum. Bu dünyada her şeyin bir kâbus gibi gelip geçici olduğunu düşündüm, ama senin sevgin süregeldikçe, her şeyin sonsuz olduğunu fark ettim. Her acı, bir başka sezâdır. Korktuğun şey, belki de bu acının ne kadar derinleşeceğidir. Ama korkma, çünkü sevmenin hakîkî yolu, her zaman karanlıklar içinde ışık aramaktır. Her acı, seni daha özgür kılar.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Çoğu zaman hayatımızdan çok sevdiğimiz biri uzaklaştığında..Kendimizi teselli etmek istercesine.. İlk kurduğumuz cümlelerden biri şu oluyor.."Allah onu benim hayatımdan çıkardı çünkü bana denk değildi.."Ve daha nice kendimizi haklı çıkaran düşünceler uçuşur havada.. Ama ya öyle değilse..Ya biz birileri için yeterince iyi değilsek ve o kişiyi Allah bizden koruyorsa...Ya başkalarını bizim hayatımızdan değilde, bizi başkalarının hayatından çıkarıyorsa..Neden bunu düşünmek istemiyoruz mesela.. Hâlbuki ilk önce bunu düşünmek, bunu dile getirmek gerekmez mi..? Nerden çıkarıyoruz herkes için yeterli olduğumuzu..? Bu mükemmel olduğumuzu düşündüren gurur da neyin nesi..?
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Sözleri nazlıydı, adeta bir çiçekten dökülen petaller gibi ince ince dökülür, ancak hiçbiri tam olarak anlam bulmazdı. Ruhunun narin dokusu, sanki zamanla yarışır gibi, içinde barındırdığı sonsuz melankoliyi her an daha da büyütürdü. Düşleri, aheste aheste büyüyen bir geceyi andırırdı; karanlıkta kaybolmuş, ama asla silinmeyen bir umut taşıyan yıldızlar gibi... Ne zaman ki rüzgarın taşıdığı bir hüzünlü nağme kulaklarına çalınsa, kırılgan ruhunun bütün incelikleri açığa çıkardı.
Herşeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize...?
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Sıradanlıktaki derinliği seviyorum, çünkü her şeyin bir vakti vardır, her anın kendine mahsus bir hikmeti… Hayatın alelade koşturmacasında, büyük hedeflerin peşinden sürüklenirken bazen en küçük ve en mütevazı anlar insanın ruhunu ferahlatır.Zamanın ne kadar hızla geçiyor olduğunu fark etmeksizin, o anın içinde kaybolmak, kendini bulmaktır. Bir bahar sabahında, hafifçe esen rüzgarın yüzünü okşaması gibi; bir akşam vaktinde, güneşin ufukta kayboluşunu izlemek gibi… O anlarda dünya sanki durur ve sadece seninle içindeki huzur kalır. Her şeyin kendi mekânında ve kendi vaktinde olduğu zaman, bir insan ne kadar mutlu olabilir? Üstünde dumanı tüten bir bardak çayın tadı, yavaşça dökülen yağmurun pencereden içeri süzülen sesi, ya da bir kuşun kanat çırpışı… Bunlar, dışarıdan bakıldığında sıradan, belki de basit gibi görünen hâller, fakat insan kalbinin derinliklerine hitap eder.O kendi içindeki dinginliği bulmak, aslında büyük bir sükûnet barındırır. Bir göğün maviliği altında, hiçbir telaşın...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Her bir kelimesi yalanla dokunmuş lisanlardan dökülen sözler, yürekleri karartmakta. O yalanlar ki, evlerin temeline yerleşmiş, her an bir duvar gibi örülmüş. Ne vakit doğru bir kelâm söylesek, düşman kesilirler. Lakin yalanlar, rüyâları sarhoş ederken, içleri tek tek çürür. Ama bilmezler görmezler... Oysa yalan yuvası içinde kim huzur bulmuş..? Kendilerini avuttukları.. Kaybolmuş bir zaman; kalp kırıklıklarıyla yoğrulmuş, yıpranmış bir zaman. Biri bize gerçeği mi söylese, kalbimizi incitecek korkusuyla, ne zaman yüzleşeceğiz? Yalanların ışığında, her şey kararmış, gerçekler gölgeler hâline gelmiş. İşte yalanların göğüslediği, maskelerin ardında kaybolan bir hakikat arayışına mecbur kaldığımız.. Her şeyin hâlâ olması gerektiği gibi olduğunu düşündüğümüz ama aslında her şeyin harabe olduğu bir zaman....
Biraz içsel..
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hassâs olduğum konular var, fark ettin mi? Hassâs olduğum mevzûlar var, Bazen derin yaralar, bazen unuttuğum rüyalar… Bir bakışla sarsıldığım, bir sözle kırıldığım, Bir dünyâ kurduğum, sonra yalnız bırakıldığım. Gönlümdeki huzuru kimse bulamadı, Ve kimse anlayamadı… Gözlerimdeki yalnızlık, her an büyüdü, Fakat kimse görmedi, kimse sormadı. Bir bakış, bir söz, bir anlık sessizlik... Kendimi anlatırken, kelimelerimin bile sustuğu..Hassâs olduğum konular var...Fark ettin mi..?
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Birisi şu insanlara özgüvenli olmanın karşındaki kişiye saygısızlık yapmakla alakası olmadığını anlatabilir mi.. Çağın hastalığı olarak ilan edebilir miyiz bu kavramı..Aa bide ufak bir gereksiz detaydan daha bahsedeyim.. Bunun saygısızlık olduğunu söylediğinizde"Ben özgürüm"adlı sloganlar çıkıyor ortaya...Konunun ve kelimelerin alakasızlığından bahsettiğiniz zaman da eski kafalı cahil ilan ediliyorsunuz..Ne tuhaf... Özgürlük ve özgüven kavramları kişinin kendi fikirlerini ve davranışlarını kendi alanında ve iradesi dahilinde zararsız ve ölçülü yapabilmekle alakalıdır, insanın kendine olan güveni ve saygısıdır.. Dikkatli okursanız ÖLÇÜ diyorum.. Her yaptığımız hareketin ve duyguların temelini oluşturan oldukça güçlü bir kelime, anlayana...Ve bence başkalarına saygısızca ithamlarda bulunmak ve hoş olmayan davranışlarla özgüveninizi beslediğinizi sanmak kadar saçma ve acınası bir durum yok..Çünkü olayın neresinden bakarsanız bakın kendinize olan saygınızı çoktan kaybetmiş oluyor...