Herkesin bir hikayesi vardı; kaderin tükenmeyen mürekkebiyle yazılan, farklı hayatlara gebe ama aynı hissiyata hemhal olan bir yaşanmışlık serüveni.. Dünya üzerinde milyonlarca insan, milyonlarca farklı hikaye... Yazılacak milyonlarca satır, ruhun kırık kalemini kanatacak sonsuz sayıda kelime... Başka vicdanların hikayelerini merak ediyordum şimdilerde..Bir yaradan kurtulmaya çalışırken, başka bir yaraya sürüklenen yüreklerin hazin hikâyelerini... Gözlerimi yumduğumda ansızın, elimi sol yanıma kapattığımda hissettiğim meşhur sızım... Başka kimin yüreğini sızlatabiliyordu..? Peki, o yürek, hangi meyus kalemin ruhunu kanatmasına izin veriyordu...?
İLK HEYECAN DENEBİLİR Mİ
İlk yazım.. Ve oldukça heyecanlı bir ben. Bloğumla kurduğum ilk bağım. Nereye kadar gider bilinmez bir yolculuğa adım atar gibi hissediyorum.. Kendime ufak bir hatırlatma olsun istiyorum bu yazı.. Her şeyden önce bazı anların, sade ve saf haliyle daha büyük anlamlar taşıdığına inanıyorum.. Bu yüzden hislerimi bu ufak satırların içine saklıyorum.. Çünkü bazı zamanlar üzerinde kendi halindeliğin güzelliğini taşır.. Ve bende bir şeyleri çokça uzatmayarak kendime HOŞGELDİN.. diyorum.. Ve bloguma gelen ve bunu okuyan tatlı misafirim..Şayet sana da hisli bir yürek lazımsa, benim dünyama HOŞGELDİNN.
Yorumlar
Yorum Gönder