Kayıtlar

Temmuz, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Gecenin en sessiz anlarında, herkes uyurken ben sana anlatıyorum içimi. Sana açtığım ellerim, yalnızca senden medet umduğumun işaretidir. Çünkü bilirim ki, sen kulunu hiçbir zaman yarı yolda bırakmazsın.. Kalbim mülkündür.. Senin mülkün daima güvendedir bilirim...🌼

Şiirimsi..

Bir özlem hisseder yüreğim.. Kimi, neyi özlediğimi bilmem Belki bir vakt-i sâbıkı, Belki hiç yaşanmamış bir ânı, Belki de ruhumun hiç varamamış olduğu bir menzili…
Zira bir insan dinlemeye niyetli değilse, en doğru cümle bile onun içinde yankı bulmaz.
Bir tek Allah dinledi.. Bir tek Allah anladı.. Bir tek Allah...
Hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu... Ama ya hissettikleri.. Onlar saklanabilir miydi..?

🌓

Sen hangi diyarda, hangi mevsimin içinde gizlenirsin?  Üşür müsün? Gülüşün ne renktir?  Sessizliğin ne kadar sürer?  Öfkeni taşıyan rüzgar ne denli eser ?Merhametinde kaç nev çiçek açar Gülizarlar kokusunu hissettirir mi yüreğinde..?
Sen bu fânî âlemde ne bir iz sürersin, ne de iz bırakırsın.. Zira sen iz değil, izlenmesi lüzûm gelen bir vâkıasın.
Mecalsizim, kalbim bu asrın içinde boğulur halde.. Al beni de Hira'na ne olursun...

Biriciğime...💌

Sen içimdeki en ince sızıyı bile biliyorsun. Gözümden yaş düşmeden önce kalbime neyin dokunduğunu görüyorsun. İşte bu yüzden, sana yaslanmak huzur veriyor bana...Ne olur kalbimi senden başkasına eğdirme. Ne olur, hayatım altüst olsa bile, “Rabbim var” demeyi unutturacak bir acı verme bana....
Bir yorgunluk işte, nasıl anlatayım..

Kandan Put Yapanlar

İnsan, çamurla nefes arasındaki sırdır. Ne toprak tam anlamıyla onu tutar, ne de gök tastamam kabul eder. Fakat ne zaman ki kendi çehresini aynada aramaktan vazgeçip, başkasının yüzünü baltayla oymaya kalkar, işte o vakit insan olmaktan çıkar, suret olur, heykel olur; kandan put yapar. Irkçılık… Bir akıl tutulması değil bu; bir vicdan iflası, bir ruh intiharı. Bir damla kanda bin yalan arayanların, aynı çamurdan yaratılmış kardeşlerine cellatlık taslaması. Ey ırkçılıkla yücelen aldanmış zihin! Senin kudret sandığın şey, mezar taşına kazınacak bir isimden öte değil. İnsanı, et renginden üstün bilen anlayış; kalbin rengini hiç mi düşünmedi? Biz ki bir anne duasının gölgesinde büyümüş milletiz. Biz ki bağrında Yunus’u, Mevlânâ’yı, Hacı Bektaş’ı barındırmış, taşla geleni gül ile karşılamış bir medeniyetin çocuklarıyız. Sen hangi cehennemden doğurdun bu ayrılığı? Irkçılık; merhametin boğazlandığı, adaletin kelepçelendiği yerdir. Orada fikir değil, kin konuşur. Orada insan değil, kabile yaşa...
"Hayat işte" Hayatın anlaşılmazlığını, insanın kavrayış sınırlarını aştığı zaman yaşanan teslimiyet duygusunu anlatan bu söz, aslında hayatın ne olduğunun en güzel tanımı değil mi..? Derin bir iç çekiş,ve kısa bir duraklama.. Hayat işte...

Biraz İçsel

Bazen her şeyden çekilir gibiydi. Ne darılır, ne küser, ne de bir şey talep ederdi. Sanki dünya, omuzlarından kayıp gitsin diye azıcık eğilmişti… Ama o hâl, yılgınlıktan değil; yorulmuş bir kalbin tevekkül hâliydi.Kimi zaman sabah ezanıyla uyanır, yastığından değil, gafletinden doğrulurdu. Bazen bir duada kendini bulur, bazen bir ayetin kenarına kalbini bırakırdı. Çünkü biliyordu: Her arayış, aslında Allah'a duyulan özlemin farklı bir dilde ifadesiydi. Kimseye anlatmazdı hâlini. Çünkü artık insanın duymasından çok, Allah’ın bilmesi yeterdi. Kalbiyle konuşurdu; gözyaşıyla dua eder, sabırla susardı.