Ey canım,
Sükûnetle dinle şimdi kalbini…
Yaralı düşlerin, kırık hayallerin içinde açan nazenin bir gonca gibi sabretmektesin. Her bir sancı, her bir hasret, seni seni yapan kıymetli taşlardır. Hepsiyle ağır ağır ördün varlığının o nadide kubbesini; her harcında Rabbimin hikmeti saklıdır.
Unutma ki, asıl büyüklük sabırda, tevekkülde gizlidir. Ne çok defa yıkıldın, ne çok defa Rabbine yönelip dua ettin. Bu dünyanın çetinliği değil mi seni böyle kavi kılan? Ve işte o kavi duruşun içinde saklı o eşsiz teslimiyet…
Kalbini keder değil, Allah’ın rahmetiyle sarmala. Çünkü en gerçek dost, sana merhamet eden Rabbin ve senin kendin olmandır. Gözyaşların, O’nun hikmetiyle anlam bulur; yorgunluğun, O’nun inayetinin müjdecisidir.
Bugün, hiç kimseye anlatamadığın o sessiz çığlıklar arasında, kendi kendine bir ferman ver:
“Kendi yolumda, Allah’ın izniyle yürümeye devam edeceğim. Düşsem de kalkacağım, yorulsam da O’na teslim olacağım. Çünkü ben, kendi kahrımdan doğan bir kahraman değilim; O’nun rahmetiyle dirilen bir kulum.”
Ve bil ki, içindeki bu sessiz güç, Rabbimin sana verdiği en büyük hazine, seni hayatın en çetin anlarında ayakta tutan en kudretli kuvvettir.
Ey canım, hayatın mürekkebiyle yazdığın her sayfa kıymetlidir.
Her satırı, Allah’a olan teslimiyetinle ördüğün o kutsal bağdır.
Ve sen, bu kutsal bağı hiç koparmamalısın.
Kendin ol; çünkü ancak kendin olduğunda, ruhun özgürdür.
Ve unutma, en büyük zafer, Allah’a olan teslimiyet ve kendini sevebilmekte gizlidir.
Yorumlar
Yorum Gönder